Komşu köyümüz Hacıaliler Köyü'nde, yapım çalışmaları devam eden köy caminin minaresi tamamlandı.
Yaklaşık 10 günde tamamlanan minare, 27 metre boya sahip ve 69 basamaklı olup, 11.000 TL'ye mal olmuştur.
Köy muhtarı İzzet Toprak, borçlarının devam ettiğini belirterek, hayırsever kardeşlerimizin yardımlarını beklediklerini belirtti.
Yazar : İsmail Çelikpençe
19 Temmuz 2009, Recep ayının 26’sını 27’sine bağlayan gece Mirac Kandili’dir. Sevgili Peygamberimizin gecenin bir anında Cebrail A.S. ile birlikte Mekke’deki Mescid-i Haram’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ ya yaptığı kutsal yolculuğa İsra; Mescid-i Aksa’dan sonsuzluk âlemine, Sidretü’l Münteha’ya yapılan kutsal yolculuğa ise Mirac denilir.
Milâdi 610 yılından öncesine baktığımız zaman, dünyada büyük bir huzursuzluk vardı. Ahlak kirlenmiş, ticaret kirlenmişti. İçkinin her türlüsü alabildiğine içiliyor, gelecek falcılıkla belirleniyor, eşkıyalık ve yol kesmenin önüne geçilemiyor, kadın insan kabul edilmiyor, yoktan yere kabile savaşları yapılıp insanlar öldürülüyordu.
Yüce Allah, insanlığı içinde bulunduğu bu buhrandan kurtarmak için son elçi Hz. Muhammed’i görevlendirmişti. O da insanlığı kurtuluşa davet ederken çeşitli eziyetlere maruz kalmış, bu arada amcası Ebu Talıp ile eşi Hz. Hatice vefat etmişti. Onun üzüntülü geçen günlerine “senetül hüzün” denilir.
İşte bu sıkıntıların ardından yüce yaratıcı sevgili dostunu huzuruna davet etmiştir.
Cebrail A.S.gecenin bir anında Rasulullah’ a gelerek onu manevi bir ameliyata tabi tutmuş, göğsünü yararak kalbini nurla doldurmuş, Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya, oradan da Sidretü’l Münteha’ya götürmüştür.
Bu olay Kur’an-ı Kerim’in İsra suresinde şöyle beyan ediliyor:
“Bir gece, bazı ayetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir.” (İsra–1)
Son peygamber gecenin bir anında Cebrail A.S. tarafından ses hızında olan Burak adındaki vasıta ile Mescid-i Aksa’ya, oradan da ışık hızında olan Refref adındaki vasıta ile Sidretü’l Münteha’ya götürülmüştür. Budan sonrasına Cebrail A.S. bile gidememiş, metafizik ötesinde bilinmeyen âlemde Allah’ın elçisi ilahi huzura kabul edilmiştir.
Bu hadiseyi Mevlit yazarı Süleyman Çelebi şöyle anlatıyor:
Aşikâre gördü Rabbül izzeti,
Ahirette öyle görür ümmeti.
Gel Habibim sana âşık olmuşam,
Cümle halkı sana bende kılmışam.
Ne muradın var ise idem reva,
Eyleyen bin derde bin türlü deva.
Ol zayıf ümmetlerim hali nola,
Hazretine nice anlar yol bula.
Ümmetimi sana verdim ey Habib,
Cennetimi anlara kıldım nasip.
Mirac olayı sevgili peygamberimizin büyük bir mucizesidir.
Allah’ın peygamberine özel muamelesi, lütuf ve ihsanıdır.
Onun âlemler ötesine yaptığı kutsal bir yolculuktur.
İnsanlık tarihinde meydana gelmiş en önemli olaydır.
Bu olay, peygamberimizin şahsıyla insanlığın önüne açılan sınırsız bir yükseliştir.
Ona gösterilen manzaralar ve ona yapılan muamele, onun ne büyük bir değere sahip olduğunu gösterir.
Sevgili peygamberimiz bu kutsal yolculuğunun sonunda Müslümanlara üç manevi hediye sunmuştur:
1- Beş vakit namaz.
2- Bakara suresinin son ayetleri.( Âmenarrasulü)
3- Allah’a şirk koşmayan kişilerin günahlarının bağışlanacağı.
Manevi duygularımızı canlandıran, iç dünyamıza değerlendirme imkânı veren, sorumluluğumuzu hatırlatan bu gecede gönül kapılarımızı herkese açalım. Dua ve niyazlarımızın semaya yükseldiği bu gecede Yüce Yaratıcıdan birlik ve beraberlik temenni edelim. Birbirimizin kandilini tebrik edelim.
MİRAC KANDİLİNİZİ TEBRİK EDER, İNSANLIĞIN HUZUR VE BARIŞINA VESİLE OLMASINI TEMENNİ EDERİM.
Yazar : Fazlı Biçer
Aslın sütten ak ve pembe
Asıl biz büründük kara renge
Sabırla durursun Kabe köşesinde
Resulün kokusu var her karesinde
Ebu Kubeys’e gönderilmişsin Cennetten
Hz. İbrahim taşımış nezaketen
Şahit olursun de için yarış edenlere
Tavaf’a başlangıç noktası yerin
Hikmeti ve lezzeti elbet çok derin.
“Mutlu taş” imiş asıl ismin
Günahkarlar yüzünden değişmiş rengin
Müşrikler sürerlerken üzerine kanı
Kıyamette onları iyi tanı.
Hacer de mutluydu Mekke yurdunda
Komşu etti Rabbim onu hemen yanında.
Rabbim emredince dile gelir her taş
Yüze sürmek için koşar her baş
Bir gün karşılaşırsak Ahirette
Bu temenniyi ümmette beklemekte
Asıl hedeftir bizde Rabbin rızası
Buraya gelemeyenlerin çoktur Kaygısı
Hz. Ömer gibi anlarız hikmetini
Her insan senden alır nasibini
Köyümüzden Nihat Canbaz'ın oğlu İlyas Canbaz, Sakarya Karasu ilçesinde, 5 Temmuz 2009 Pazar günü saat 13:00 - 17:00 arası, Seferoğlu Opet Tesislerinde yapılacak nikahtan sonra dünya evine girecektir.
Çiftimize bir ömür boyu mutluluklar dileriz...
Not : 4 Temmuz 2009 Cumartesi akşamı, Karasu'da kız evinde kına yapılacaktır. 5 Temmuz 2009 tarihindeki nikah sohbetli olacaktır.