Yazar : Ali Seyyar
FOTO: (Soldan sağa): Ali Seyyar, Dumanköylü Hacı Yakup Hoca; Saadettin Arıcıoğlu.
Yaşlılık, eğer kader planında başka bir senaryo çizilmemiş ise her insanın dünya hayatında yaşayacağı bir süreçtir. Yaşlılık, aynı zamanda ölüm için bir hazırlık dönemidir. Bu şuurla yaşayan yaşlı insanlar, ölüme her zaman hazırlıklıdırlar. Dumanköylü Yakup hocayı, bildim bileli hep yaşlı fakat birçok yaşlı insandan farklı olarak aktif bir insandı.
Çocukluğumdan beri Almanya’dan Türkiye’ye ailece tatil için geldiğimizde kendisiyle mutlaka görüşür ve o tatlı tebessümlerinden manevî haz alırdım. Zaman ilerledikçe de kendisine olan manevî bağlılığım, artarak devam etmiştir. Memleketime temelli döndükten sonra da kendisiyle sık sık görüşür ve rüya gibi metafizik konular hakkında sohbet ederdik. Adapazarı’ndaki hanemize özel olarak üç kez ziyarette bulundu. En son ziyareti yeni doğan kızımız Zeynep Dilara içindi. Son kez kendisini Burak Terzi kardeşimizin nişan merasiminde görüp elini öpmüştüm. Masasında İstanbul’daki muhipleri bulunuyordu. Köylülerimiz hocalığı dışında onun derin dünyasını pek fark edememişlerdi ama uzaklardaki insanlar ondaki manevî zenginliği keşfedebilmişlerdi. Sık sık il dışına çıkar ve kendisine manevî yönden bağlı olan dostlarıyla bir araya gelirdi.
Özel Hatıralarımız :
Özel sohbetlerimizde bana geçmişte yaşadığı birçok ilginç olayı anlatırdı. Bazen de benim ısrarlı sorularım karşısında gördüğü rüyalarını söyler, ben de onları ileride değerlendirmek maksadıyla not ederdim. Özellikle sadık rüyalar, insan hayatına yön veren özel ilahî mesajlar olmaları hasebiyle önemli birer kaynaktır. Burada özel rüyalarını detaylı bir şekilde dile getirmeyeceğim ama aldığı bazı kararların, rüyalara dayandığını söyleyebilirim. Mesela zamanın haylaz bir talebesinin, Akçapınar köyümüzün camiisinde tertiplenen Kuran Kursundan sık sık kaçmasına rağmen hocamızın onu her defasında evinden alıp üzerinde ısrarla durup onu sonuna kadar okutması, rüyada kendisine verilen görevden dolayıdır. O talebe, bugün Sakarya’nın meşhur Orhan Camii’nin çok sevilen bir müezzinidir.
Akçapınar Köyünde Görev Alması :
Yakup hocamızın genç yaşta Dumanköyü’nden Akçapınar köyümüze imam olarak gelmesi veya getirilmesi de ayrı bir olaydır. Rahmetli dedem o zamanlar köyümüzün muhtarıdır ve o dönemlerde imam kıtlığı olduğu için, bizzat Yakup hocayı Dumanköyü’nden alıp köyümüze getirir. Ancak bu iş, o kadar kolay olmaz. Yakup hocamızın rahmetli babası oğlunu aslında vermek istemez, çünkü tarla bahçe işleri için bir işgücüne ihtiyaç vardır. Onun için kabul edilmez düşüncesiyle yüksek bir maaş (aslında arpa veya buğday) talep eder. Dedem de buna rağmen teklifini hemen kabul eder ve babası da mecbur olur oğlunu göndermeye. Aslında dedemin Yakup hocayı köyümüze imam olarak getirmek istemesinin bir başka önemli sebebi daha var. Kardeşi yani Halil ismindeki büyük amcam hasta yatağında ölümü beklemekte ve dedem de kardeşinin son nefesini bir imamın manevî refakatinde vermesini istemektedir. Nitekim öyle de olur. Ayrıca Yakup hoca, rahmetli Halil amcamızın mezarlığını dedem ile birlikte bir iki hafta boyunca ziyaret edip ruhuna Kuran’dan sureler okurlar. Bu esnada anneannem (Halil amcamın kız kardeşi Sıdıka Hanım) bir rüya görür. Rüyasında Halil amcam, Yakup hoca’nın kendisi için okuduğu Kuran’dan çok ferahladığını ve teşekkür babında kendisine bir hediye vermek istediğini ve Yakup hoca’nın evlerine giderek, dul eşinden dolapta saklı olan hiç giyilmemiş bir gömlek ile çorabı istemesini söyler. Yakup hoca da anneannem tarafından kendisine iletilen ve rüya âleminden gelen bu mesaj doğrultusunda görevindeki ilk hediyesini almış olur.
Rahmetle Anıyoruz :
Kendisiyle yaşadığımız epey hatıralarımız var. Bir keresinde birlikte eşim, annem ve Kavuşların Ayşe teyze ile birlikte rahmetli şeyhinin Göynük’teki mezarlığına gitmiştik. Kendisinin hangi manevî kaynaklardan beslenmiş olduğunu böylece öğrenmiş oldum. Bütün sevdiğim insanlar, bizlerden tek tek ayrılıyorlar. Yakup hocamız da ansızın aramızdan ayrılıverdi. Cenazesine bile katılmak mümkün olmadı. Çünkü ruhunu teslim ettiğinde bir sempozyum sebebiyle yurt dışındaydım. Köyüme gittiğimde Yakup hocamın yokluğunu çok hissedeceğim. Çünkü o benim manevî bir rehberimdi. Ruhuna her daim Fatihalar okuyup, manen de olsa muhabbetimi ve birlikteliğimi devam ettireceğim. Ruhun şad olsun, sevdiklerinle birlikte ol Yakup hocam.
Çok güzel bir hatıra. İnsan baktıkça bakacağı geliyor.
KALEMİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK